Basit öğe kaydını göster

dc.contributor.advisorAktün Tamer, Lebriz Hale
dc.contributor.authorErtemel Bakşiş, Sümeyra
dc.date.accessioned2021-10-05T05:57:26Z
dc.date.available2021-10-05T05:57:26Z
dc.date.issued2019en_US
dc.date.submitted2019
dc.identifier.citationErtemel Bakşiş, S. (2019). Preterm eylemin preterm doğuma ilerlemesinde D vitamini etkisinin incelenmesi. (Yayınlanmamış uzmanlık tezi). İstanbul Medipol Üniversitesi Tıp Fakültesi, İstanbul.en_US
dc.identifier.urihttps://hdl.handle.net/20.500.12511/8358
dc.description.abstractAmaç: Perinatal mortalite ve morbiditenin önemli bir nedeni olan preterm doğum 20. 0/7 ve 36. 6/7 gebelik haftası arasındaki doğumları kapsamaktadır. Preterm eylem patogenezinden sorumlu olduğu düşünülen pek çok yolak mevcuttur. Enfeksiyon ve inflamasyon bu yolaklardan biridir. D vitamini ve benzeri kofaktörlerin bu yolakları etkilediği düşünülmektedir. D vitamininin bilhassa mikrobik invazyonu önleyen immünomodülatör ve antiinflamatuar etkisi plasental implantasyonu destekleyerek immun toleransı sürdürmeye önemli katkı sağlamaktadır. Bu nedenle çalışmamızda preterm eylem tanısı alan hastalarda preterm doğuma ilerleyişte serum 25-hidroksi Vitamin D, CRP ve lökosit değerlerinin etkilerini araştırmayı ve birbirleriyle olan ilişkilerini ortaya koymayı amaçladık. Gereç ve yöntem: Bu çalışmaya Ocak 2018-Ocak 2019 yılları arasında Medipol Üniversitesi Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum kliniğine başvuran 24+0 - 36+6 gebelik haftaları arasında, preterm eylem tanısı alan 18-40 yaş arasındaki 92 tekiz gebe (çalışma grubu) ve kliniğimizde antenatal izlemi yapılan herhangi bir medikal veya obstetrik problemi olmayan benzer gestasyonel doğum haftasında olup termde (37+0 – 41+6 hafta arası) doğum yapan 100 tekiz gebe (kontrol grubu) olmak üzere toplam 192 gebe dahil edildi. Ayrıca preterm eylem olgu grubu içerisinde preterm doğumla sonuçlanan gebelikler Grup-1 (n:48), terme ulaşan gebelikler Grup-2 (n:42) olarak tanımlandı. Preterm eylem tanısı; ACOG (American Collage of Obstetricians and Gynecologist) 2016 kriterlerine göre artmış uterus aktivitesi ile beraber servikal değişimlerin (açıklık ve/veya efasman) bulunması olarak tanımlandı. Trans vaginal ultrasonografi ile tokolitik tedavi öncesi servikal uzunluk değerlendirildi. Olgulardan tokolitik tedavi öncesi alınan kan örneklerinden tam kan sayımı, C-reaktif proteini ve 25-hidroksvitamin D3 seviyeleri ölçülüp sonuçları dosyalandı. Hastaların demografik verileri yanında vücut kitle indeksi, preterm doğum öyküsü, gebelik haftası, obstetrik hikâyesi (gebelik gravida, parite, abortus), obstetrik muayene bulguları ile birlikte değerlendirilip, gruplar arasında karşılaştırıldı. Bulgular: Çalışma ve kontrol gruplarımızın demografik özellikleri ve obstetrik geçmişleri benzerdir. Laboratuar sonuçları değerlendirildiğinde; çalışma grubunda, kontrol grubuna kıyasla istatistiksel olarak anlamlı olacak şekilde daha yüksek ortalama lökosit ve C-Rekatif Protein (CRP) değerleri saptanmıştır (p=0,000). Ayrıca çalışma grubunda, kontrol grubuna göre ortalama D vitamini düzeyleri istatistiksel olarak anlamlı olacak şekilde daha düşük bulunmuştur (p=0,045). Bununla beraber laboratuar sonuçları preterm doğum yapan ve terme ulaşan çalışma gruplar arasında değerlendirildiğinde; preterm doğum yapan olgu grubunda ölçülen ortalama D vitamini düzeyi (23,02±8,98 ng/ml), terme ulaşan olgu grubundan (31,84±7,87 ng/ml) istatistiksel olarak anlamlı olacak şekilde düşük bulunmuştur (p=0,000). Ayrıca yüksek CRP (> 5 mg/dl) ve yüksek lökosit (>10 x109/L) değerleri saptanan gruplarda ölçülen ortalama D vitamin düzeylerinin, düşük CRP ve lökosit değerleri gözlenen gruplarda ölçülen ortalama D vitamin düzeylerinden istatistiksel olarak anlamlı olacak şekilde düşük olduğu gösterilmiştir (p=0,000). Bunlara ek olarak normal servikal uzunluk değerleri saptanan (>25 mm) grupta ölçülen ortalama D vitamin düzeylerinin (31,53±6,17), düşük servikal uzunluk değerleri gözlenen (<25 mm) grupta ölçülen ortalam D vitamin düzeylerinden (26,40±9,85) istatistiksel olarak anlamlı olacak şekilde yüksek olduğunu gözlendi (p=0,024). Sonuç: Çalışmamızda maternal vitamin D eksikliği veya yetersizliği ile preterm eylem ve pretem doğum arasında istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki kurulmuştur. Ek olarak preterm doğum yapan olgu grubunda azalan serum vitamin D konsantrasyonu ile anlamlı şekilde korale kısa servikal uzunluk ölçümü ortaya konmuştur. Dolayısıyla düşük vitamin D ölçümünün preterm doğuma yönelik prediktif değeri olabilir.Bu konu ile ilgili daha geniş hasta grubu ile çalışmalar yapılması gerekmektedir.en_US
dc.description.abstractObjective: Preterm delivery, which is an important cause of perinatal mortality and morbidity, includes births between 20th 0/7 and 36th 6/7 weeks of gestation. Various pathways documented to be responsible for the pathogenesis of preterm labor. Infection and inflammation are one of these pathways. Vitamin D and similar cofactors are seems to be affect these pathways. The immunomodulatory and anti-inflammatory effect of vitamin D, which particularly prevents microbial invasion, contributes prominently to the maintenance of immune tolerance by supporting placental implantation. In this study, we aimed to evaluate the possible effects of serum 25-hydroxy vitamin D, CRP and leukocyte levels which may lead to preterm labor in patients diagnosed with preterm labor. Material and method: This study was performed in Universty of Medipol, Department of Obstetrics and Gynecology between January 2018 - January 2019. The study included a total of number 192 pregnant women consisted of; 92 singleton pregnant women who were diagnosed with preterm labor between the gestation weeks of 24 + 0 - 36 + 6 (Age ranged=18-40 years), and 100 singleton pregnant women who were at the same gestational weeks (between 37+0 – 41+6 weeks) without any medical or obstetric problems. In addition the group of pregnancies which resulted in preterm delivery were defined as Group-1 (n:48) and pregnancies reached to term were defined as Group-2 (n:42). Diagnosis of preterm labor defined according to the 2016-criteria of ACOG (American College of Obstetricians and Gynecologist), as increased uterine activity with presence of cervical changes (dilatation and / or effacement). The cervical length was evaluated by transvaginal ultrasonography before tocolytic treatment. Complete blood count, C-reactive protein (CRP) and 25-hydroxyvitamin D3 levels of cases were measured from blood samples taken before tocolytic treatment. Patients' demographic characteristics, anthropometric measurements, preterm delivery history, gestational week, obstetric history (gravida, parity, abortus), laboratory findings and obstetric examination findings were evaluated and compared between groups. Results: The demographic characteristics and obstetric histories of our sample and control groups were found similar. According to the laboratory results; the mean leukocyte and CRP values were found significantly higher in the study group than control group (p = 0,000). In addition, the mean levels of vitamin D measured in the study group was statistically lower than the control group (p=0,045). Moreover, when the laboratory outcomes were evaluated among the both study groups who had preterm delivery and reached to the term; the mean levels of vitamin D measured in the preterm delivery group (23,02±8,98 ng/ml) was statistically lower than the term group (31,84±7,87 ng/ml) (p=0,000). Furthermore, mean levels of vitamin D measured in groups with higher values of CRP (> 5 mg / dl) and leukocyte (> 10 x109/L) were found to be significantly lower than the mean D vitamin levels measured in the groups with lower CRP and leukocyte counts (p=0,000). In addition, mean vitamin D levels (31,53 ± 6,17) measured in the group with normal cervical length (> 25 mm) were found to be statistically higher than the group (26,40±9,85) with low cervical length (<25 mm) (p=0,024). Conclusion: In our study, a statistically significant relationship was demonstrated between maternal deficiency or insufficiency of vitamin D and preterm labor or preterm delivery. In addition, in the case group with preterm delivery, shorter cervical length measurement was significantly correlated with decreasing serum concentration of vitamin D. Thus low vitamin D levels may have a predictive value for preterm labor. Consequently further researches should be perform with larger study groups.en_US
dc.language.isoturen_US
dc.publisherİstanbul Medipol Üniversitesi Tıp Fakültesien_US
dc.rightsinfo:eu-repo/semantics/openAccessen_US
dc.subjectPreterm Eylemen_US
dc.subjectPreterm Doğumen_US
dc.subjectD Vitaminien_US
dc.subjectD Vitamini Yetersizliğien_US
dc.subjectPreterm Laboren_US
dc.subjectPreterm Deliveryen_US
dc.subjectVitamin Den_US
dc.subjectVitamin D Deficiencyen_US
dc.titlePreterm eylemin preterm doğuma ilerlemesinde D vitamini etkisinin incelenmesien_US
dc.title.alternativeThe effect of vi̇tami̇n D on the progress of preterm labor to preterm deli̇veryen_US
dc.typespecialtyThesisen_US
dc.departmentİstanbul Medipol Üniversitesi, Tıp Fakültesi, Cerrahi Tıp Bilimleri Bölümü, Kadın Hastalıkları ve Doğum Ana Bilim Dalıen_US
dc.relation.publicationcategoryTezen_US


Bu öğenin dosyaları:

Thumbnail

Bu öğe aşağıdaki koleksiyon(lar)da görünmektedir.

Basit öğe kaydını göster