Stereotaktik supraorbital ve transorbital yaklaşımlar: Anatomik kadavra çalışması
Künye
Genç, B. (2022). Stereotaktik supraorbital ve transorbital yaklaşımlar: Anatomik kadavra çalışması. (Yayımlanmamış uzmanlık tezi). İstanbul Medipol Üniversitesi Tıp Fakültesi, İstanbul.Özet
Transorbital ve supraorbital minimal invaziv yaklaşımlar, orbita içi, bitişiğindeki sinüsler, kafa tabanı ve diğer intrakranial yapılara ve bu bölgedeki lezyonlara ulaşmak için tanımlanan yaklaşımlardır. Bu yaklaşımlar geleneksel yaklaşımların yarattığı kozmetik ve beyin retraksiyonuna bağlı morbiditelerin azaltılması için alternatif yollar olarak görülmektedir. Bu yollar endoskopik olarak çalışılmaya devam ediliyor olsa da stereotaktik olarak henüz bir tanımlama yapılmamıştır. Stereotaktik cerrahide kullanılan klasik giriş yerleri olan Kocher noktası ve çevresi subventriküler psikoşirurjik ve hipotalamik hedefler için komplikasyon riski görece yüksek ve zorlayıcı traseler oluşturmaktadır. Bu çalışmada supraorbital ve transorbital noktalar alternatif giriş yeri olarak çalışılmış; Nucleus Accumbens, Subcollosal singulat girus ve lateral hipotalamik alan ile oluşturulan traseler, kadavralar ve radyolojik görüntülemeler üzerinde incelenmiştir. Çalışma sonuçları incelendiğinde hipotalamik hedeflere ulaşılırken Nucleus Accumbens' inde aynı anda hedeflenebildiği, bu giriş açılarıyla elektrotların Nucleus Accumbens' in anatomik yapısına daha uygun olarak konumlandırılabildiği ve subcollosal singulat girus ile lateral hipotalamik alanı içerdiği ve uyarılmak istenen projeksiyonlar boyunca trase oluşturulabildiği görülmüştür. Transorbital and supraorbital minimally invasive approaches are defined to reach the intraorbital, adjacent sinuses, skull base and other intracranial structures and lesions in this region. These approaches are seen as alternative ways to reduce the cosmetic and brain retraction related morbidities created by traditional approaches. Although these pathways continue to be studied endoscopically, a stereotactic definition has not been made yet. The Kocher point and its surroundings, which are classical entry points used in stereotactic surgery, create compelling traces with a relatively high complication risk for subventricular psychosurgical and hypothalamic targets. In this study, supraorbital and transorbital points were studied as alternative entry sites; Traces formed by Nucleus Accumbens, Subcollosal cingulate gyrus and lateral hypothalamus were examined on cadavers and radiological imaging. When the results of the study were examined, it was seen that the Nucleus Accumbens could be targeted simultaneously while reaching the hypothalamic targets, and with these entry angles, the electrodes could be positioned more appropriately to the anatomical structure of the Nucleus Accumbens. In addition, it has been observed that traces can be formed along the projections that are included in the subcollosal cingulate gyrus and the lateral hypothalamic area.
Bağlantı
https://tez.yok.gov.tr/UlusalTezMerkezi/tezSorguSonucYeni.jsphttps://hdl.handle.net/20.500.12511/11851