Kardiyopulmoner resüsitasyon (CPR) sonrası hastalarda subkortikal çekirdekler arasındaki mesafe değişimlerinin konvansiyonel manyetik rezonans görüntüleme metodu ile değerlendirilmesi
Künye
Altıntaş, H. M. (2022). Kardiyopulmoner resüsitasyon (CPR) sonrası hastalarda subkortikal çekirdekler arasındaki mesafe değişimlerinin konvansiyonel manyetik rezonans görüntüleme metodu ile değerlendirilmesi. (Yayımlanmamış doktora tezi). İstanbul Medipol Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü, İstanbul.Özet
Kardiyopulmoner arrest önemli bir sağlık sorunudur. Her yıl yüzbinlerce insan arrest sonrası kardiyopulmoner resüsitasyon ile yaşama geri döndürülmektedir. Ancak spontan dolaşımın geri döndürülmesinden sonra hastalarda ciddi nörolojik defisitlerle karşılaşılmaktadır. Yoğun bakım ünitelerinde hastaya uygun tedavi metotlarının seçilebilmesi ve hasta yakınlarının doğru bilgilendirilebilmesi için prognostik durumun değerlendirilmesi gerekmektedir. Klinikte bu amaçla kullanılan çok sayıda belirteç olmasına rağmen bu hasta grubunun birçok değişkene sahip olmasından ötürü kullanılan test ve yöntemlerin güvenilirliği, kesinliği, eşik değerleri gibi konulara ilişkin fikir birliğine varılamamıştır. Görüntüleme yöntemlerinin prognostikasyonda kullanılması üzerine birçok çalışma yapılmaktadır. Bu çalışmada, T1 ağırlıklı MR görüntülerinde hipoksiye karşı duyarlı olan beyindeki gri cevher kütlelerinde meydana gelen değişimlerin prognostik bir belirteç olarak kullanılabilirliğinin araştırılması amaçlanmıştır. Bu amaçla çalışmada kardiyak arrest sonrası spontan dolaşımı geri sağlanmış 50 hastanın T1 ağırlıklı MRG'leri üzerinde her bir hemisferde bazal ganglion seviyesinde belirlenen 12 ölçüm gerçekleştirilmiştir. Bu çalışmada kullanılan bazı mesafeler için elde edilen ve istatistiki olarak anlamlı sonuçların (p<0,05), sağlıklı bireylerle hasta bireyler karşılaştırıldığında iyi ve kötü nörolojik sonuçlu hasta bireylerin prognozunun belirlenmesinde hekime yol gösterici olacağı düşünülmektedir. Bu mesafelerin hastanın prognozunu belirlemede tek başına değil klinikte kullanılan diğer belirteçlerle beraber kullanılmasının anlamlı ve yararlı olacağı kanaatindeyiz. Cardiopulmonary arrest is a significant health issue. Every year, hundreds of thousands of people's lives are restored with cardiopulmonary resuscitation after arrest. However, severe neurological deficits are encountered in patients following the return of spontaneous circulation. In intensive care units, it is necessary to evaluate the prognostic situation to choose the appropriate treatment methods for the patients and inform the patient's relatives correctly. Although many markers are used in the clinic, there is no consensus on the reliability, precision, and threshold values of the tests and methods used because of the different variables that patient groups have. There are various studies on using imaging methods for prognostication. The porpose of this study is to investigate the usability of changes in gray matter structures in the brain, which are very sensitive to hypoxia on T1-weighted MR images as a prognostic marker. For this purpose, 12 measurements were conducted at the level of basal ganglia on T1-weighted MRIs of 50 patients whose spontaneous circulation were returned after cardiac arrest. We believe the measurements with statistically significant results will aid the physicians to determine the prognosis of the patients with good or poor neurological outcomes compared to healthy individuals. We consider that these markers might be meaningful and helpful to determine the patient's prognosis with a combination of the other clinical markers rather than single biomarkers.
Bağlantı
https://tez.yok.gov.tr/UlusalTezMerkezi/tezSorguSonucYeni.jsphttps://hdl.handle.net/20.500.12511/11839
Koleksiyonlar
- Tez Koleksiyonu [1159]