A comparison of peer relations between preschool children who stutter and their fluent peers

View/ Open
Access
info:eu-repo/semantics/openAccessAttribution 4.0 Internationalhttps://creativecommons.org/licenses/by/4.0/Date
2021Metadata
Show full item recordCitation
Kayhan Aktürk, Ş. ve Özdemir, R. S. (2021). A comparison of peer relations between preschool children who stutter and their fluent peers. Archives of Health Science and Research, 8(3), 153-159. https://doi.org/10.5152/ArcHealthSciRes.2021.21035Abstract
Objective: This study aimed to compare the peer relations of preschool children who stutter and their fluent peers. Materials and Methods: The sample comprised 90 children between 5 and 6 years of age, with (n = 45) and without (n = 45) stuttering, and their class teachers. The Child Behavior scale, the Peer Victimization Scale, and the Child Information Form were used as data collection tools. The data were analyzed using the Mann–Whitney U-test and the chi-square test in the SPSS package program. Results: The results revealed significant differences between the children who stutter and their fluent peers in terms of the “asocial with peers,” “excluded by peers,” “anxious-fearful behaviors,” “withdrawn behaviors,” and “hyperactive-distractible” subscales of the Child Behavior Scale (P < .05). The children who stutter received significantly higher scores from all of these subscales, compared to their fluent peers. No significant difference was observed between the groups in terms of the subscales in the Child Behavior Scale including “aggressive with peers” and “prosocial with peers” (P > .05). In addition, the children who stutter received significantly higher “peer victimization” scores from the Peer Victimization Scale than their fluent peers (P < .05). Finally, there were significantly more children who experienced difficulty in adapting to school in the stuttering group (P < .05). Conclusion: Preschool children who stutter differ significantly from their fluent peers in terms of some subscales of peer relations. The findings highlight the need for cooperation between professionals such as speech and language therapists, educators, school counselors, psychologists, and psychiatrists, taking into account the peer relations of children who stutter. Amaç: Bu çalışmanın amacı okul öncesi dönemde kekemeliği olan ve olmayan çocukların akran ilişkilerinin karşılaştırılmasıdır. Gereç ve Yöntem: Araştırmanın çalışma grubu, 5-6 yaş aralığındaki kekemeliği olan (n=45) ve olmayan (n=45) toplam 90 çocuk ve çocukların sınıf öğretmenlerinden oluşmaktadır. Çalışmada veri toplama aracı olarak Çocuk Davranış Ölçeği, Akranların Şiddetine Maruz Kalma Ölçeği ve Çocuk Bilgi Formu kullanılmıştır. Elde edilen veriler SPSS paket programı kullanılarak Mann Whitney-U ve Ki-Kare Testi ile analiz edilmiştir. Bulgular: Kekemeliği olan ve olmayan grupların Çocuk Davranış Ölçeği’nin alt boyutlarından “asosyal davranış gösterme”, “akranlarınca dışlanma”, “korkulu-kaygılı davranış gösterme”, “çekingen davranış gösterme” ve “aşırı hareketlilik” puanları bakımından anlamlı düzeyde farklılaştığı saptanmıştır (P < ,05). Kekemeliği olan gruptaki çocuklar tüm bu alt boyutlardan kekemeliği olmayan gruptaki çocuklardan daha yüksek puanlar almışlardır. Kekemeliği olan ve olmayan gruplar arasında Çocuk Davranış Ölçeği’nin “yardımı amaçlayan sosyal davranış gösterme” ve “saldırgan davranış gösterme” alt boyutları bakımından anlamlı düzeyde bir farklılık olmadığı saptanmıştır (P > ,05). Bunun yanında kekemeliği olan grup ile kekemeliği olmayan grubun Akranların Şiddetine Maruz Kalma Ölçeği’nden elde edilen “akran şiddetine maruz kalma” puanları bakımından anlamlı düzeyde farklılaştığı bulunmuştur (P < ,05). Kekemeliği olan grubun “akran şiddetine maruz kalma” puanları kekemeliği olmayan gruptan daha yüksektir (P < ,05). Son olarak, okula uyum sorunları ile kekemeliği olan grupta daha fazla karşılaşıldığı saptanmıştır (P < ,05). Sonuç: Okul öncesi dönemde kekemeliği olan çocuklar akran ilişkilerinin bazı alt boyutları bakımından kekemeliği olmayan akranlarından anlamlı düzeyde farklılaşmaktadırlar. Elde edilen bulgular; dil ve konuşma terapistleri, eğitimciler, psikolojik danışmanlar, psikologlar, psikiyatristler vb. uzmanların kekemeliği olan çocukların akran ilişkilerini göz önünde bulundurarak iş birliği içerisinde olmalarının gerekliliğini ortaya koymaktadır.