Metilprednizolon'un kardiyopulmoner bypass prime solüsyonunda kullanımının hemogram ve biyokimya değerleri üzerine etkilerinin kullanılmayan olgularla karşılaştırılması

Abstract

Kalp ameliyatlarının başladığı ilk dönemlerde prime solüsyonuna kan ilave ediliyordu. Uzun süren kalp ameliyatlarında kan bulmak zor olduğundan dengeli elektrolit çözeltileri kullanılmaya başlandı. Böylece hastanelerde kan ihtiyacında azalma olmuştur. Ayrıca acil vakalarda sistemin hazırlanması da kolaylaşmıştır. Bu çalışmada kardiyopulmoner bypass prime solüsyonuna metiprednizolon ilave edilmeyen (Grup A) 20 hasta ve metiprednizolon ilave edilen (Grup B) 20 hasta olmak üzere toplam 40 hasta dahil edildi. Hastalarda rutin olarak kontrol edilen preop kan değerleri olan hemogram parametresi olarak RDW-SD, glukoz, lenfosit, lökosit, hct, plt ve operasyon sonrası rutin olarak kontrol edilen yine aynı değerlerin verileri değerlendirilerek karşılaştırıldı. Lenfosit, lökosit, rdw-sd, lökosit, hct, plt değerleri ile yoğun bakım kalış süresi, entübe kalış süresi ve drenaj miktarı verilerilerine bakıldığında istatistiksel olarak anlamlı fark bulunmadı (p>0,05). Metilprednizolon kullanılmayan olguların hastanede kalış süreleri 3 ile 11 gün arasında değişmekteyken, metilprednizolon kullanılan olgularda bu süre 2 ile 11 gün arasında değişiklik göstermektedir. Grup B olgularında hastane kalış süreleri Grup A olgularına göre daha kısa olduğu görülmüştür (p<0.018). Gruplar arasında hem preoperatif hem de postoperatif ortalama glikoz değerleri bakımından anlamlı bir fark tespit edilmiştir (p<0.001). Özellikle metiprednizolon kullanılan Grup B olgularda postoperatif kan glukoz değerleri kullanılmayan olgulara oranla daha yüksek bulunmuş ve istatistiksel olarak anlamlı bulunmuştur (p<0.001). Bu çalışmanın sonucunda kardiyopulmoner bypass sırasında non-pulsatil akım uygulanan hastaların, prime solüsyonuna ilave edilen metiprednizolon'un, prime solüsyonuna metiprednizolon ilave edilmeyen hastalara göre daha fazla faydalı etkilerin olduğu kanaatine varılmıştır.

In the first periods of cardiac surgery, blood was added to the prime solution. Balanced electrolyte solutions were started to be used since it was difficult to find blood in long-lasting heart surgery cases. Thus, in hospitals, there was the need for blood a decrease in. It is also easier to prepare the bypass system in emergency cases. In this study, a total of 40 patients, including 20 patients without methyprednisolone (Group A) and 20 patients with methylprednisolone added (Group B) to included in the cardiopulmonary bypass prime solution. As a parameter of hemogram RDW-SD, glucose, lymphocyte, leukocyte, hct, plt, and postoperatively routinely controlled data were compared and evaluated. There was no statistically significant difference between lymphocyte, leukocyte, RDW-SD, leukocyte, hct, plt values and the stay of intensive care unite, intubation time and drainage amount (p> 0.05). While the length of hospital stay of patients without Prednol-L varies between 3 and 11 days, this period varies between 2 and 11 days in patients who use Prednol-L. When the median values were compared between the groups, the difference was statistically significant. Hospital stay in Group B cases was shorter than in Group A cases (p <0.018). A significant difference was found between the groups in terms of both preoperative and postoperative mean glucose values (p <0.001). Postoperative blood glucose values were found to be higher and statistically significant in Group B patients, especially those using methylprednisolone (p <0.001). As a result of this study, it was concluded that patients who were applied non-pulsatile flow during cardiopulmonary bypass had more beneficial effects than patients who did not add methylprednisolone to prime solution.